Henüz hesabın yok mu?

Henüz bir hesabın yok ise, "Kayıt Ol" butonuna tıklayarak hızlıca hesap oluşturabilir, ilgilendiğin ilanlara başvurabilirsin.

Kurumsal İletişim Departmanımızın güzel çalışması sonrası bizlere sizlerle bir buluşma ortamı daha yaratılmış oldu. Bundan sonra yazılarımız Web Sayfamızın tam da şu anda okumakta olduğunuz İK Blog Sayfasında yayınlanmaya başlayacak ve düzenli olarak sizlerle paylaşılacaktır.

Yazılacak konu o kadar çok ki nereden başlasak, hangisini öne alsak karar vermekte inanın çok zorlandık. En son kararımız da malum içinden geçmekte olduğumuz mutlaka bir tarafı ile her birimize dokunan “Pandemi Sürecinde İş Hayatı” oldu.

Geçen yıl Mart ayının ikinci haftasından itibaren hem belirsizlikleri hem de korkuyu anda yaşamak durumunda kaldık. Bir anda bize öğretilen Maslow Hiyerarşisinde kendimizi piramidin ilk basamağında bulduk.

Neye üzülelim, neye şaşıralım, nereden araştıralım, kimden öğrenelim derken saat ve zaman ya durdu ya da aynı anda ışık hızına ulaştı…

Önce hastalığın ne olduğunu anlamaya çalıştık. Herhalde ilk gelişen kasımız bu açıdan “Araştırma Yapmak” oldu. Araştırdıkça, okudukça bilinç farkındalığımızın arttığını ve anlam katmaya başladığımızı gördük bu süreçte. Sonra? Kaslarımız hemen gelişme imkanı gösterdi. “Okumak”, okuduklarımızda “Seçici Olmak”, “Dijital Dünyada Sörf” 

Tabii bunlar biraz da kes, kopyala, yapıştır hayatlarımızda heyecan yaratan olumlu gelişmeler olabilirdi. Tam da böyle düşünürken ilk vaka haberi geldi. Ardından bir anda kendimizi o kişinin yerine koyma dürtüsü ile unuttuğumuz “Empati” kaslarımız deli gibi çalışmaya başladı deyim tam yerinde ise. Empati uzunca bir süre de hayatımızdan çıkmayacaktı artık…

Günler böyle geçerken aslında tam da sebebini bilmeden yaptığımız davranışların (örf, adet, gelenek vb.) özellikle hijyen ve temizlik açısından ne kadar yararlı olduğunu öğrendik. “Öğrenme” ve “Hatırlama” bir anda gelişen kas kütlemiz oldu. Bunlarla birlikte çelimsiz vücudumuz bir anda spor salonunda şekillenen kas-adam / kasan adamlara döndü J

Her şeyin bu kadar hızlı değiştiği bir zamanda en önemli yetimizi yeniden keşfettik. “ Uyum Sağlama” ve bu yeti ile de aynı zamanda “Değişme” ve “Dönüşme” kaslarımızın da yağlardan kurtulup şekil almaya başladığını görmüş olduk. Ne kadar hızlı uyum sağladığımızı, ne kadar hızlı değişip dönüştüğümüzü biz bile hayretle izler gibi aynadan kendimize bakıyorduk sanki.

Her gelişim sadece iş hayatında olmadı tabii ki. Özel hayatımızda da eş zamanlı anlamlar kazanmaya başladık. “Anda Kalma” , “Kendini Dinleme” , “Kendimize Hoş Geldin” kaslarımız da hareketlendi. Okuyamadığımız kitapları okuduk, izleyemediğimiz filmleri izledik. Ailelerimizle vakit geçirdik ve belki de bu kadar koşturmaca arasında ilk defa yasaklar ruhumuza ilaç gibi geldi.

Akşamları bir yandan seminerler, webinarlar, online eğitimler, söyleşiler derken kendimize Matrix filmindeki gibi “Eğitim” silsilesi ile yükleme yapar olduk.

Karışıklıklar arasında seçici olmak, aradığını bulmak ve dikkat kesilmek, ayrıca önemli olan “İletişme” ve “Dinleme” kaslarımızı aynı şevkle de “Doğru Soru Sorma” kaslarımızı gelişmekten alıkoyamadı. 

Bu kaslar arasında en önemli gelişen kaslarımız olan “Stresle Mücadele” ve “Krizlerle Yaşam” bırakın ülkemiz özelini ihracat yapabileceğimiz kaslarımız arasına girmeyi başardı.

Son gelişen kaslarımız aslında ne işe yaradığını unuttuğumuz, maalesef sözlerde kalan  “Teşekkür Etme” ve “Minnet” kaslarıydı.

Bu kadar zorlu bir yılı ardında bıraktığımız bu günlerde önce sağlığını, sonra da hayatını kaybeden eşimiz, dostumuz, ailemiz ve tanıdıklarımızla birlikte tüm vatandaşlarımızı “Minnet” le analım… 

Canlarını hastalığa siper eden, bir an olsun kendisini, ailesini düşünmeden sağlığımız için koşturan, uyumayan, sızlanmadan işine devam eden, evinden uzak olan, bu uğurda hastalığa yakalanan, vefat eden sağlık emekçilerimize de yani hakkı olanlara da hakkını teslim etmek için bu kahramanlarımıza hepimiz kaslarımız yırtılırcasına “TEŞEKKÜR” edelim…